Serviks denilen rahim ağzı kanseri , dünyada 45 yaş altı kadınlarda görülen en sık kanser türüdür. Serviks , rahim ile vajinanın birleşt...
Serviks denilen rahim ağzı kanseri, dünyada 45 yaş altı kadınlarda görülen en sık kanser türüdür.
Serviks, rahim ile vajinanın birleştiği bölgede bulunan ve vajina açılan dar bir uzantıdır. Bu bölge aracılığı ile enfeksiyonların rahme ulaşması engellenir. Ancak, Human Papilloma denilen HPV virüsü rahim ağzındaki hücrelere yerleşerek, bunların anormal bir şekilde büyümesine sebep olur ve kanseri başlatır. HPV virüsünün 100’den fazla çeşidi vardır. Rahim ağzı kanseri ise, HPV 16 ve18 virüsü ile ortaya çıkmaktadır. HPV 16,rahim ağzı kanserinin %60’ından sorumludur. Bu virüs bulaşıcı olup, rahim ağzına yerleştikten sonra derinlere doğru ilerler ve idrar yolları ile böbrekleri de etkiler. Bunun sonucunda, böbrekler anormal genişler, idrar kanallarında şişmeler ve genişlemeler olur. HPV virüsü en çok kadın- erkek genital ilişkisi ile bulaşır. Diğer nedenleri maddelersek:
a) Çok eşlilik
b) Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar
c) Çok sayıda doğum yapmak
d) Sigara kullanmak
e) Hormonal değişiklikler
f) Genital siğillere neden olan HPV türleri
g) Hastanın bağışıklık sisteminin düşük olması ve vücuttaki C ve A vitaminlerinin eksikliğini sayabiliriz.
Rahim ağzı kanseri, başlangıç evrelerinde çoğunlukla net bir belirti göstermez ve oldukça yavaş ilerler. Bu kanser türünün erken teşhisinde, her 6 ayda bir yaptırılacak pap- smear testi önem taşımaktadır. Bu sayede teşhis edilen rahim ağzı kanser tedavisinde,% 100 başarı elde edilmektedir. Bundan başka rahim ağzı kanserine ilerleyen evrelerde işaret eden bazı bulgulardan söz edebiliriz. Bunların başında düzenli adet kanamaları dışında gelen ve özellikle renkli, kanlı akıntı gelmektedir.
Genital ilişki sonrasında görülen kanama ya da menopoz sonrası kanamalarda, rahim ağzı kanseri belirtileri olabilmektedir. Çok ilerlemiş ve mesane, bağırsaklar ya da akciğere yayılmış serviks vakalarında ise sırt ağrısı, kemik ağrısı ve kırıklar, yorgunluk ve bitkinlik, genital bölgede idrar ve dışkı kaçağı, pelvik ağrı, şişmiş ayaklar ve iştah kaybı bulguları ortaya çıkar. Düzenli bir jinekolojik muayene ya da smear testi ile var olduğu düşünülen rahim ağzı kanseri daha farklı yöntem ve incelemeler sonucunda kesin olarak saptanabilir. Kolposkopi adı verilen bir büyüteçle rahim ağzının incelenmesi ve biyopsi yapılması durumun net olarak tespitini sağlar. Ayrıca, rahim ağzının bir bütün olarak çıkarılıp incelenmesi yani, Leep uygulaması da, diğer bir yöntemdir. Alınan örnekler, patolojik olarak incelenir ve kanser varsa hücrelerin tipine, evresine ve de ne kadar derine yayıldığına bakılır.
Tanı konulduktan sonra, rahim ağzı kanseri için izlenecek tedaviye karar verilir. Erken teşhislerde,10 dakikalık basit bir operasyonla sadece rahim ağzındaki hastalıklı bölge çıkarılır, buna Konizasyon denilir. Ancak, daha ileri durumlarda uygulanacak cerrahi müdahalede rahim ve etrafındaki çevre dokular ile lenf sinir düğümlerinin de çıkarılması gerektiğinden, cerrahın önerisi ile kişinin anatomik yapısına ve kanserin durumuna göre daha büyük bir operasyon yapılır. Çok ilerlemiş durumlarda ise, ameliyat yapılmaz, radyoterapi ve kemoterapiden destek alınır.
Cerrahi müdahaleler klasik açık ameliyat, laporoskopi ya da robotik cerrahi yöntemleri ile gerçekleştirilir. Modern tıp ile birlikte, bu hastalığa yakalanmayı önlemek için HPV virüsüne karşı bir aşı geliştirilmiştir Ancak aşı, tüm HPV türlerine karşı değil sadece tip 6,11,16 ve 18’e karşı etkilidir. Aşının, tedavi özelliği yoktur. Sadece koruma amaçlı olarak, 9-26 yaş arasındaki kız çocuklarına ve kadınlara önerilmektedir. 5yıl boyunca rahim ağzı kanseri için koruyucu etkisi vardır. Rahim ağzı kanserine yakalanmamak için, düzenli doktor kontrolünün yanı sıra sigaradan uzak durmak ve çok partnerli bir yaşam sürdürmekten kaçınmak gerekmektedir.
Kaynak: https://www.kadinpost.com/saglik/rahim-agzi-kanseri-nedir-h100.html
KadınPOST - Kadın Haber Postası
COMMENTS